Değerli Meslektaşlarım;
Son 10 yıllık süreçte Ülkemizde Eczacılıkla ilgili değişimi hep birlikte yaşamaktayız. Yakın tarihlerde 8- 10 olan Eczacılık Fakülte sayısı, son 5 yıl içerisinde yeni açılan Eczacılık Fakülteleri ile beraber 34 rakamına kadar ulaşmıştır. Neyse ki şuanki fakültelerin 27 tanesi öğrenci almakta ki buna rağmen mezun sayısı her yıl 2500lü rakamlara ulaşmış vaziyette.
Tabi ki burada savunduğumuz sadece eczacılık fakültelerinin fazlalığı değil, sorun daralan pazarda mezun meslektaşlarımızın çoğunun serbest eczane açmaya yönelmeleri. Şunu da kabul etmek lazım ki Türkiye’deki il ve ilçelerimizde bir çok hastanemizde eczacılarımızın yapması gereken görevi ehli olmayan kişiler yapmakta ve bu da istihdamımızı ciddi şekilde etkilemektedir.
Gözümüz aydın !!! Yıllardır konuştuğumuz zincir eczane olgusu bağıra bağıra geldi ve İstanbul’da 8 eczanede pilot olarak çalışmalara başladı. Sektörümüzün ikinci pazar büyüklüğüne sahip bir dağıtım kanalı tarafından “Alphega Eczaneleri” olarak tanımlanan bu yapı şuan yasalar müsaade etmediği için eczacı sahipliğinde sanal zincir oluşturarak hizmet vermekte.
Bu yapı 2001’de Fransa’da kuruldu ve sekiz ülkede 6.000 civarında üyesi var. Zincirlere karşı bağımsız eczaneleri güçlendirmeyi amaçladığını bildirmesine rağmen yurtdışındaki örnekleri uzun vadede incelendiğinde, eczacı üzerinde kota baskısının oluşturulması, kendi belirledikleri dağıtım kanalından ürün temini, kendi belirledikleri şartlar ile ürün alımı, ekibin yönetilmesi ve en önemlisi de belirli bir potansiyelin üzerindeki üst sınıf eczanelere hizmet götürmesi çokta masum gözükmemekte.
Bu yapıyla hareket etmek eczacıya ciddi maddi yükümlülükleri de beraberinde getiriyor. Organizasyona giriş ücreti, aylık sabit ücret ve eczane cirosundan belli oranda pay alarak aslında eczaneleri sanal bir zincir haline getirmekte.
GEK olarak bu konu ile ilgili geniş bilgilendirmeyi sizlere kısa zamanda ulaşarak yüz yüze anlatmaya çalışacağız.
Sevgili meslektaşlarım, gördüğünüz gibi örgütlerin dışında hiçbir yapı eczacının gelecekte de var olabilmesi için çaba sarf etmiyor, ilk aşamada şirin gözüküyorlar ama ilerleyen süreçte gerçek niyet ortaya çıkıyor. Diğer yapılarında böyle bir ortaklığa girmeyeceklerini kim garanti edebilir. Gek olarak biz her türlü mücadeleye hazırız. Alt yapımızı, ekibimizi, projelerimiz; zaten son beş yıldır bu mücadeleye göre hazırladık. Sizlere de bölge toplantılarında bu çalışmaların bir kısmını anlattık, kısa zaman içerisinde sizlerle yapacağımız toplantılarla, son geldiğimiz durumu ve yol haritamızı paylaşacağız.
Bu toplantılarda size hukuksal, finansal, işletmesel anlamda nasıl destek olacağımızı ve en önemlisi ortak satınalma projemiz ile beraber sanal zincir olgusunda olduğu gibi belli seçkin !!! eczaneler ile değil 1500 eczane ile ortak güç oluşturarak, eczanelerimizi nasıl daha verimli hale getireceğimizi anlatacağız.
Başkalarının sahibi olduğu eczanelerde çalışmak yerine kendi özgür eczacı sermayemizle, gelecekte de var olmak istiyorsak, hepimiz kooperatif çatısı altında kenetlenmeliyiz. Bu kenetlenme “mış” gibi yaparak değil, özel depoların vaadlerine kanmadan, üç beş kuruşun hesabını yapmadan gerçek bir kenetlenme olmalıdır. Yoksa sonun başlangıcını kendi ellerimizle hazırlamış oluruz.
Ecz. Tarkan BİR
GEK Yönetim Kurulu Başkanı